Gordion: Tümülüs MM Turu

Toprak patikada yaklaşık 600 metrelik tur

Tümülüs MM Gordion çevresinde bulunan yüzlerce tümülüsün en geniş olanıdır. Günümüzde halen 50 metreden fazla bir yüksekliğe sahiptir. M.Ö. 740 civarında inşa edilmiş olan bu anıtsal yapı bir Frig kralına, büyük olasılıkla da Kral Midas’ın babasına ait mezarı içinde barındırır. Bu tur, tümülüsün çevresinde ve içerisinde size rehberlik edecektir. İsterseniz doğrudan bitki resimlerine geçebilirsiniz. Zamanınız kalırsa Gordion Peyzajının Tümülüs P’den Görünümü, Güney Sır tTarihi Peyzajın turu ya da İç Kale Höyüğü turlarını deneyebilirsiniz.

Tümülüsün görünümü hep böyle miydi?

Tümülüsün dik olan üst yamaçlarında bitkilerin tutunması çok güçtür. 1996 yılında tümülüsün etrafına tel örgü çekilene kadar, otlak hayvanları tümülüs üzerindeki bitki örtüsünü önemli oranda azaltmıştır. 1988 yılında Tümülüs MM’nin çıplak gövdesi öğlen güneşinde parlamaktaydı. 2002 yılına gelindiğinde ise üzerinde çok çeşitli bitkiler yetişmeye başlamıştı.

Tümülüsün çevresinde neden tel örgü bulunmaktadır?

Tümülüs MM üzerinde oluşan rüzgar ve yağmur erozyonunu, bitki örtüsünü canlı tutarak azaltmaya çalışıyoruz. Yerel koşullara daha çabuk uyum sağlayacağından, özellikle yerli İç Anadolu bozkır bitkilerinin yetişmesi için çabalıyoruz. Tel örgü, bu bitkilerin hayvanlar tarafından otlanmasını ve üzerlerinde insanların dolaşmasını önlemektedir.

Otları küçümsemeyin!

Çok yıllık otlar İç Anadolu bozkırının önemli bir bileşenidir. Bu ot türleri, yıl boyunca yoğun bir bitki örtüsü sağlar. Bunun nedeni kurak yaz aylarını atlatarak, bir yıldan başka bir yıla kadar canlı kalabilmeleridir. Çok yıllık otlar, yıllık otlara nazaran daha uzun bir süre boyunca yeşil kalır ve bu nedenle kolay tutuşmayan bir özelliğe sahiptir.

Yıllık bitkiler özellikle tümülüsün güney ve doğu yüzünde çok yoğundur. Bu alandaki bitkiler genellikle olgunlaştıktan sonra Haziran ortasında kahverengiye dönüşürler. Çok yıllık bitkiler ise tümülüsün kuzey ve batı yüzünde yetişmektedirler. Kümeler halinde büyüyen çok yıllık bitkileri, geç bahar ve yaz meltemiyle dalgalanan uzun dikenleri sayesinde, uzaktan bile ayırt edebilirsiniz.

Tümülüsün etrafında yürürken bitki örtüsüne ilişkin bazı ilginç özelliklere rastlayabilirsiniz. Tel örgünün içinde kalan bitkilerin, tel örgünün dışında, korunmayan alanlardaki bitkilere nazaran, daha çeşitli ve yoğun oluşu hemen dikkatinizi çekecektir. Tümülüsün çevresinde ilerlerken, bitki örtüsünün bakı ve eğimle birlikte değiştiğini farkedeceksiniz.

Artık tura başlayabiliriz.

Yüzünüzü tümülüsün girişine, yani kuzeydoğuya çevirin ve saat yönünde ilerleyin. Tel örgü dokuz kenardan oluşan bir poligon şeklindedir. Her bir bölüme farklı bir numara verilmiş ve köşe direklerinin bulunduğu yerlerde bölüm numaraları "/" işaretiyle ayrılmıştır.

Giriş

Selvi (Cupressus sempervirens), çam (Pinus nigra), ve sedir (Cedrus libani) ağaçları tümülüsü yer seviyesindeyken görmemizi engeller. Böylesi bir doğal bozkır alanında, ağaçlar dikkatli bir bakım ve sulama gerektirir.

Yol Tarafı

Tel örgüyü solunuza alın. Tel örgü içinde kaldırım boyunca Kokarağaç (Ailanthus altissima) dikilidir. Bu bitki hem tohumları hem de sürüngen sapları sayesinde yayılarak Tümülüs MM'yi yol seviyesinde gizlemiş olur.

1. Bölüm

1. Bölüm boyunca yürürken, uzakta Kızlarkayası olarak bilinen ve alçıtaşından oluşan beyaz bir kayalık tepe göreceksiniz. Hemen sağından ufuk çizgisini takip edersiniz, büyük bir tümülüs gözünüze çarpar. Tümülüsler görünme amacı taşır. Gezinirken hem uzakta hem de yakında çok sayıda tümülüs göreceksiniz. Yassıhöyük Köyü ilk olarak 20. yüzyıl başlarında bu kayalık tepenin altına kurulmuştur. Bu köyün sakinleri, 1920’lerde sıtma ve Kurtuluş Savaşı sırasında güvenlik nedeniyle köyün şimdiki yerine taşınmıştır.

2/3. Bölüm Sınırı

Önünüzde uzanan ova bütün sene boyunca çok yıllık bir tür olan bermuda çimeni/ayrık otu (Cynodon dactylon) sayesinde yeşil kalır. Çobanlar sürülerine sabahları bu alanda su verir. SAKIN çoban köpeği ve sürüsü arasına girmeyin. Bu bölümdeyken, beyaz kayalık tepe ileride, sağda kalır. Beyaz tepeden, Tümülüs MM’ye, açık tonda bir renk vermek amacıyla toprak getirilmiş olabilir. Tümülüs, çevresine tel örgü çekilmeden önce, sabah ve akşam güneşinde parlıyordu.

3. Bölüm

Ufuktaki dağ Çile Dağı’dır. Hemen sağından ufuk çizgisini takip ederseniz, küçük bir çıkıntı tepe gibi gözüken geniş bir tümülüs göreceksiniz.

5. Bölüm

Tepenin kuzey tarafından ayrıldığınızda, zor şartlara dayanıklı bitkilerle karşılaşmanız gerekir. Tel örgü çekilmeden önce, buradan her gün sürüler geçerdi. Yukarıda, tümülüsün kuru olan kısmında pek bitki bulunmaz. Aşağıdaki fotoğraf 4/5. Bölüm’ün köşesinden güneydeki tümülüslere doğru çekilmiştir. 2014 yılının kuraklığında bile bitki örtüsündeki farklılıklar belirgindir.

6. Bölüm

Tel örgünün içinde, ona yakın yerlerde çok sayıda yeşil üzerlik otu (Peganum harmala) ve havlı brom (Bromus tomentellus) yer alır. Bermuda çimeni, hayvanlar otlamadığı zaman azalır. Tel örgünün dışında kalan alanda çim kadar yoğun bir biçimde büyümektedirler.

6/7. Bölüm

Tel örgünün keskin ve dik açılı köşesi, daha önce kazılmış antik Roma yolu kalıntısının küçük bir kısmını içine alacak şekilde uzatılmıştır. 6. Bölüm’den geriye bakarsanız, kuzeyde Kızlarkayası’nı, 7. Bölüm’den ise Tümülüs P ve müzeyi görebilirsiniz.

8/9. Bölüm

8/9. Bölüm’de Yassıhöyük tabelası bulunmaktadır. Dikilen Kokarağaçlar (Ailanthus altissima) tel örgü boyunca yayılmaktadır. Tel örgünün hemen iç kısmında Krascheninnikovia çalıları serpilmektedir. Müzenin köşesinde ise küçük bir yerli bitki bahçesi bulunur. Bu bahçeyi görebilmek için yolun karşısına geçiniz.

Bitkiler hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için aşağıya bakınız:

Yol Bölümü
Bakı: güneybatı
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Peganum harmala, bir yıllık bitkiler

1. Bölüm
Bakı: batı-güneybatı
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Peganum harmala, Noaea mucronata, Artemisia sp. sp., Stipa holosericea, Aegilops sp.

2. Bölüm
Bakı: batı-kuzeybatı
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Stipa holosericea, az sayıda bir yıllık bitkiler; Krascheninnikovia ceratoides, Salsola laricina

3. Bölüm
Bakı: kuzey
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Stipa holosericea, Peganum harmala, Salsola laricina, Festuca ovina, Krascheninnikovia ceratoides

4. Bölüm
Bakı: kuzey
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Peganum harmala, Festuca ovina, Stipa holosericea, Artemisia sp., ve yukarıda geniş Krascheninnikovia çalıları

5. Bölüm
Bakı: kuzeydoğu
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Stipa holosericea, Bromus tomentellus, Agropyron cristatum, Peganum harmala

6. Bölüm
Bakı: doğu
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Peganum harmala, Bromus tomentullus, Stipa holosericea, Agropyron cristatum

7. Bölüm
Bakı: güney-güneydoğu
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Peganum harmala, Hordeum murinum, Noaea mucronata, Stipa holosericea

8. Bölüm
Bakı: güney
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Peganum harmala, Hordeum murinum, Stipa holosericea

Yol Bölümü
Bakı: güneybatı
Tel örgünün yakınındaki yaygın bitkiler: Krascheninnikovia ceratoides, Peganum harmala, kültür bitkileri

Ağaçlar

Pinus nigra (black pine/karaçam)
Tümülüs MM’nin 50 km batısındaki dağlarda yetişen baskın ağaç türüdür. Tümülüs MM’nin içindeki mezar odasının iç duvarında kullanılmıştır.

Juniperus excelsa (juniper/ardıç)
Tümülüs MM’nin yaklaşık 20 km batısında yetişen baskın bir ağaç türüdür. Tümülüs MM’nin mezar odasının dış kaplamasında kullanılmıştır.

Cedrus libani (Lebanon cedar/sedir)
Yüzlerce kilometre öteden getirilmiştir. Tabanda ve tabutun içinde kullanılmıştır. Lüks eşya yapımında kullanılır.


Cupressus sempervirens (cypress/selvi, servi)
Buraya neden dikildiğini tam olarak anlayamadım.

Ailanthus altissima (tree-of-heaven/)
Çin menşelidir. Türkiye'de çok yaygın bir şekilde yol kenarlarında kullanılmaktadır.

Otlar

Aegilops spp. (goat-face grass/sakalotu veya buğday otu)
Bu yıllık ot türünün Tümülüs MM üzerinde dört farklı cinsi yetişmektedir. Bunlardan ikisi:
Aegilops umbellulata (buğday otu)

Ae. geniculata (bodur buğday otu)

Agropyron cristatum (crested wheatgrass/adi otlak ayrığı)
Yeraltı gövdeleriyle yayılan çok yıllık bir ot türüdür.
Bromus tomentellus (downy brome/havlı brom)
Çok yıllık küme tipi bir ot türüdür.

Festuca ovina (sheep fescue/koyunyumağı)
Çok yıllık küme tipi bir ot türüdür.

Cynodon dactylon (Bermudagrass/köpekdişi; ayrık otu)
Yeraltı gövdeleriyle yayılan çok yıllık bir ot türüdür.

Hordeum murinum (mouse barley/pisipisi arpası; iyecen)
Tohumları çoraplarınıza yapışan, çok yaygın, yıllık bir ot türüdür.

Stipa holosericea (needlegrass/kılaç)
Küme tipi çok yıllık bir ot türüdür. Haziran ve Temmuz aylarının melteminde Tümülüs MM’nin güney ve güneydoğu kesimlerinin tepesinde Stipa arabica dalgalanır.

Yayvan Yapraklı Çok Yıllık Bitkiler

Peganum harmala (Syrian rue/üzerlik otu)
Bu bitkideki acı alkaloidler otlamaya karşı bir kalkan oluşturur.

Artemisia sp. (wormwood; sagebrush/yavşan otu)
Bu bitkinin yaprakları parçalandığında aromatik bir koku yayar.

Krascheninnikovia ceratoides (winterfat/horot;lık otu)
Koyun ve keçiler kış boyunca lezzetli bitkilerin yokluğunda bu otu yerler.

Salsola laricina (saltwort/kel sodaotu). Resimde hem erkek hem dişi çiçekleri görebilirsiniz.
Tümülüs MM üzerinde çok yaygındır. Tel örgünün dışında kalanlar çok yoğun bir şekilde otlanmaktadır.

Noaea mucronata (thorny saltwort/dikenli ölmez otu)
Bu bitkinin dikenleri otlamaya karşı bir kalkan oluşturur.

NOT: Bu yürüyüş turunu 2014 yaz aylarında hazırladım. Bu çalışma yıllardır yürütmekte olduğum yayın çalışmalarının yanı sıra Ayşe Gürsan-Salzman, Ben Marsh, Mecit Vural ve çok sayıda Gordion ekip üyesi ve araştırmacı ile yaptığım görüş alışverişlerine dayanmaktadır. Herhangi bir sorunuz ya da düzeltmek istediğiniz bir şey olursa lütfen benimle nmiller0@sas.upenn.edu adresinden iletişime geçin. Bu projenin sponsorluğunu Pensilvanya Üniversitesi Müzesi yürütmektedir. Yazıdaki fikirler yalnızca bana aittir. Bu sayfanın Türkçe'ye çevirisi Yasemin Özarslan tarafından yapılmıştır. Naomi F. Miller, Temmuz, 2014
www.sas.upenn.edu/~nmiller0/Tour_MM_circuit.Turkish.html

Bütün bu toprağın altında ne bulunuyor?

Gordion’da insanlar önemli mezarların üstünü örtmek ve onları ön plana çıkarmak amacıyla toprak, kil ve taş kullanarak yüzü aşkın sayıda yapay tepe inşa etmiştir. Tümülüs MM, bu yapay tepelerin en geniş olanıdır. Bu büyük tümülüsün içerisinde yaklaşık M.Ö. 740 yılına tarihlenen ahşap bir mezar odası bulunmaktadır. Bu mezar odası kesinlikle bir krala, büyük olasılıkla da ünlü Kral Midas’ın babasına ait olmalıydı. Mezar odası dünyada halen ayakta kalan en eski ahşap yapıdır. Günümüzde tümülüsün içine önce 1957 yılında kazıcılar tarafından açılan bir açmadan ve sonra 70 metre uzunluğundaki bir tünelden geçerek girilir. Bu durum, mezar odasına yıl boyunca yaklaşık 15.5 °C bir sıcaklıkta seyreden, mağara benzeri bir ortam sağlar. Bu ortamın doğal düşük sıcaklığı ve nem seviyesi, yapıda kullanılmış ahşap kalıntılarına küf mantarının saldırmasını önler. Mezarın çevresine yerleştirilen çeşitli modern aletler sayesinde antik tomruk parçalarında herhangi bir oynama ya da değişiklik olup olmadığı ayrıca izlenmektedir.

Tünelin sonunda sizi ne bekliyor?

Tünelin sonunda turistler için yapılmış parmaklıklara ulaştığınızda, mezar odasının kuzeybatı köşesini görürsünüz. Buradaki ilk ahşap duvar kabaca işlenmiş ardıç tomruklarından yapılmıştır. Tomrukların geniş olan uçlarında çentikler ve zıvana delikleri bulunur. Bunlar tomrukları ormandan buraya taşımak amacıyla oluşturulmuşlardır. Çentikler, tomrukları iki tekerlek arasında bulunan dingilin üzerine oturtmak amacıyla kazınmış, delikler ise tomrukları dingile kazıkla bağlamak için açılmıştır. Böylece tomruklar bir çeşit vagona dönüştürülmüştür. Şu anda durduğunuz mekan geçmişte binlerce kaya parçası ile doluydu. Bu kaya parçalarından bazıları ahşaba o kadar yüklenmişti ki, kimi yerde onları göçertmişti. Hemen solunuzdaki modern beton sütunların arasında benzer kaya parçalarını görebilirsiniz. Bu dolgu malzemesi ardıç tomruklarının yerinde kalmasını sağlamıştır. Şu anda tomrukları taşıyan çelik destek sistemi, 2002 yılında mevcut eski sistemlerin yerine kurulmuştur.

Mezar odasının içerisinde neler vardı?

Sağınızda, 1957 yılındaki kazılarda, ardıç tomrukların içine doğru açılmış girişi göreceksiniz. Başlangıçta burada böyle bir kapı yoktu. Çünkü, mezar, defin işleminden sonra bir daha açılmamak üzere kapatılmıştı. Ardıç tomruklar ve mezar odasının iyi işlenmiş çam kerestelerden oluşan duvarı arasındaki boşluk da kaya parçalarıyla doldurulmuştu. Bu dolgu malzemesinin büyük bir kısmı halen yerindedir. Kazıcılar çam duvarı deldiklerinde kendilerini tam olarak ölü kralın ayaklarının dibinde bulmuşlardı. Kralın kalıntıları, sedirden üretilmiş tabutundan kalan parçaların üzerinde öylece duruyordu. Kralın bedeni ve cenaze töreninde kullanılan bütün araç gereçler, mezar içine yerleştirildikten sonra, mezar odasının duvarları çatı seviyesine kadar örülmüştü. Günümüzde mezar odasının içi boştur. Mezardan çıkan tunç objelerden bazıları Gordion Müzesi’ndeki bir kasada, çoğunluğu ise Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde saklanmaktadır.

Mezar odası nasıl inşa edilmişti?

Mezar odasının inşasında kullanılan çam ve ardıç ağaçları Gordion civarında yetişiyordu. Ancak, taban döşemesinde kullanılan sedir kalaslar ve tabut, buraya muhtemelen krallar arasında gerçekleşen diplomatik takas yoluyla uzaklardan getirilmişti. Mezar odası, balta, keser ve keski gibi basit parçalama aletleri kullanılarak inşa edilmişti. Testere ise sadece Ankara Müzesi’nde teşhir edilen mobilyalar gibi küçük ahşap objelerin yapımında kullanılmıştı. Gordion civarında kazılan düz çatılı diğer ahşap mezar odalarının aksine, bu mezar, höyükte bulunan megaronlarda olduğu gibi, çift eğimli bir çatıya sahipti. Mezarın yapımında kullanılan bütün yöntemler, tomrukları uçlarından birbirine bağlamada kullanılan basit çentikler gibi mezar odasına zarar vermeyecek şekilde tasarlanmıştı. Mezarı inşa edenler çok iyi bir iş çıkarmışlardı. Yani, mezar odasında gördüğünüz kıvrılan ve çatlayan birçok keresteye rağmen, çatı ve duvarların tamamı yıkılmadan günümüze kadar ulaşmıştı. Aradan geçen zaman, buluntuları olumsuz bir şekilde etkilemiş olsa da, kral ve ona sunulan mezar adakları korunmuştu.

Aşağıdaki iki fotoğrafta, Richard Liebhart, ardıç (kısa olan) ve çam (uzun olan) ağaçlarının yanında ölçek görevi görmektedir. Ardıç ağaçları Gordion’a 20 km, çam ağaçları ise 50 km mesafede yetişmektedir.

Tümülüs nasıl kazılmıştı?

Kazıdan sonra ahşap mezar odasının çevresindeki dolgu malzemesi temizlenmiş ve gördüğünüz beton kabuk ile 1961 yılında koruma altına alınmıştır. Burayı kazan Türk mühendis ve ekibinin maruz kaldığı tehlikeli çalışma koşulları göz önüne alındığında, bu beton yapı, kaba görünümüne rağmen, kayda değer bir anıt olarak karşımıza çıkar. Açılan tünel 1963 yılında taş ve betonla hizalanmış, çalışmayı yürüten müteahhit düşünceli davranarak gelecek arkeologlar için tünelin tavanına tarih ve adını yazıp bırakmıştır. Tümülüsün dışındaki açma ise 1978 yılında taşla çevrelenmiştir. Artık, turistler ve araştırmacılar bu eşsiz mezarı güvenli bir şekilde ziyaret edebilirler.

Richard Liebhart, 2014