Toplam 3.6 kilometrelik bu tur bir saatten kısa bir sürede tamamlanır. Rotanın yoldan uzak kısmı sulama nedeniyle biraz çamurlu olabilir ve bir kısmında biraz yokuş çıkmak zorunda kalabilirsiniz. Bu nedenle burnu kapalı bir ayakkabı giymeniz tavsiye edilir.
Bu yürüyüş turu sizleri Gordion bölgesinin jeolojisi,
bitki örtüsü, arkeolojisi, yakın geçmişi ve
kültürü hakkında bilgilendirecektir. Bu bölgenin en
önemli özelliği tümülüs olarak adlandırılan
çok sayıda yığma mezar tepesine sahip olmasıdır.
Bu tümülüslerin birçoğu Kral Midas'ın
yaşadığı zengin Orta Frig Dönemi'ne (yaklaşık M.Ö.
800-500'e) tarihlendirilmektedir.
Tümülüsler görünme amacı taşır.
Birçoğu ufuk çizgisinde, yani onları inşa eden
yönetici sınıfın kudretini gözler önüne
serecek bir konumda yer alır.

Gordion Müzesi'nde başlayıp biten bu yürüyüş
toplam 3.6 km'lik dairesel bir turdur. Eğer
İçkale
Höyüğü
turundaysanız ve müzeye dönmek istiyorsanız, Güney
Sırt turunu tercih edebilir (toplam 2.8 km) veya köyün
içinden geçen alternatif rotadan ilerleyebilirsiniz (toplam 4.4 km).
Bu antik coğrafyanın güzelliklerini en iyi sabah erken saatlerde
ya da akşama doğru keşfedebilirsiniz. Büyük olan
Tümülüs
MM
görüş alanınızın içinde kaldığı
sürece kaybolmanız mümkün olmadığı için
müzeye
kolayca geri dönebilirsiniz.
Rotaların Özeti

[Beyaz Rota] Müzeden çıkınca sağa dönün [1] ve müze alanının sonuna yani yerli bitki bahçesinin bulunduğu yere kadar yürüyün [2]. Sonra tekrar sağa dönün ve toprak yolda drenaj hendeğinin olduğu yere kadar ilerleyin. Sonra tekrar sağa dönün [3]. Köprüye ulaşana kadar drenaj hendeğine paralel bir şekilde yürüyün [4]. Köprüden geçin ve güneydoğu yönünde ilerleyin. Yolunuz üzerinde, eğer halen kesilmemişlerse, birkaç tane ılgın ağacına rastlayacaksınız [5]. Soldaki ılgın ağacının hemen sağından geçin ve güneybatıya doğru ilerleyin. Güney Sırt'a yaklaştıkça, yoldan uzaklaşıp tarla sınırlarını takip ederek devam edin [6]. Sırtı geçtikten sonra, kuzeydoğu yönünde toprak yola rastlayana kadar ilerleyin [7]. Hendeği geçtikten sonra sola dönün [8]. Müzeye dönmek için, sağa dönüp, isterseniz, yaklaşık 200 metre ötenizde yer alan Tümülüs MM yönünde ilerleyin.
[Mavi Rota] Eğer İçkale'den başlarsanız, ovadan geçerek ılgın ağaçlarının olduğu yere gidin [5] ve müzeye dönmek için "beyaz" rotaya geçin (toplam 2.8 kilometre). Müzeye köyün içerisinden geçerek gitmek isterseniz, yaklaşık 800 metre boyunca hendeğe paralel yürüyün ve sonra "sarı" rotayı takip edin (toplam 4.4 km).
İnsanlar üzerinde dolaştığınız peyzajı 4000
yılı aşkın bir süredir kullanmaktadırlar.
Haritada yıldızlarla belirtilen tümülüslerin
çoğu yaklaşık M.Ö. 800 ve 500 yılları
arasında inşa edilmiştir. Tümülüsler, Büyük
İskender Asya'yı ele geçirmek için Gordion'dan
geçtiğinde, çok uzun zamandır buradaydı. Onu
takip eden her bir kuşak için de bu peyzajın birer
parçası olmaya devam ettiler. Tümülüslerin 2500 yıl daha ayakta
kalacaklarını düşünsek de hızlı
tarımsal gelişmeler ve kentleşme nedeniyle bu durum pek mümkün
gözükmüyor. Bu yapay tepelerin korunamaması teknik bir
sorundan çok siyasal ve ekonomik bir sorundur.
[1] Müzeden hareket ve Tümülüs MM
Tümülüs MM müzenin karşısında yer alır.
Uzaktan bakınca, Gordion peyzajının en belirgin öğesi
olarak karşımıza çıkar. Ancak, yanından geçen
yoldan bakınca, yol kenarındaki ağaçlar yüzünden
bu 53 metre yüksekliğe sahip mezar tepesini rahatlıkla göremezsiniz. Etrafındaki
tel örgü, üzerinde bitkilerin yetişmesini sağlayarak
erozyonu azaltmak amacıyla 1995 yılında çekilmiştir
[Tümülüs MM Turu].
Müzede yüzünüz MM'ye dönükken sağa dönün
ve müze alanının sonuna kadar yürüyün.
[2] Yerli Bitki Bahçesi ve Tümülüs P
Müze alanının köşesinde yer alan küçük
bitki bahçesi ve Tümülüs P arasından sağa dönün.
Eğer
Gordion
Peyzajının Görünümü turuyla ilgileniyorsanız,
Tümülüs P'nin tepesine çıkarak bu tura geçebilirsiniz.
Sonra drenaj hendeğine kadar toprak yolu takip edin ve sağa dönün.
Arkeoloji: Tümülüs P 1956 yılında
kazılmıştır. İçindeki mezar bir çocuğa
aittir. En ünlü buluntularından biri Ankara Anadolu Medeniyetleri
Müzesi'nde teşhir edilen topraktan yapılmış kaz
heykelciğidir.
Kültür: Ziyaret saatinize göre, özellikle
sabah 9'dan önce, çoban, eşek ve köpeklerin eşlik
ettiği koyun ve keçi sürülerini görebilirsiniz.
Yolda koyun veya keçi sürüsüne rastlarsanız...
Koyunlara benzer boyutlarda ve renklerde bir çoban köpeğinin
eşlik ettiğini unutmayın. Köpekle sürüsü arasına SAKIN girmeyin.
[3]Drenaj Hendeği
Kanala ulaşana kadar drenaj hendeğine paralel bir şekilde yürüyün.
Jeoloji: Doğunuzda (yani arkanızda)
yer alan dağ Dua Tepe olarak bilinir. Dağın bazalttan oluşan
alt katmanları toprağa kırmızımsı bir renk verir.
Geçen 2000 yılda, yerli ardıç ve meşe
ağaçlarının kesilmesi, bu dağdan ovaya doğru
geniş çaplı erozyona yol açmıştır.
Ovadaki kolüvyal toprak tabakası yaklaşık 4 metre derinliktedir.
Botanik: Yol kenarlarındaki bitki örtüsü,
hayvanlar ve traktörler tarafından zarar görmüştür.
Toprağın uğradığı müdahale, sadece
üzerlik otu (Peganum harmala) gibi çok kısıtlı
bitki türlerinin yetişmesine olanak tanımaktadır.
Arkeoloji: Sağınızda bazısı kazılmış
olan birkaç tümülüs yükselir. Vadi tabanı daha
derindeyken, yani 4 metrelik kolüvyal toprakla dolmadan önce,
tümülüsler daha etkileyici bir görünüme sahip
olmalıydı. Bu nedenle, antik yol modern yolun aksine, vadi tabanında
bu tümülüslere paralel bir şekilde güneye doğru
uzanıyor olmalıydı.
Yakın geçmiş: Kazı evi, yani
önünüzdeki yükseltide yer alan bina, 1950 yılında
kazılmış olan tümülüs kalıntıları
üzerine inşa edilmiştir.
Kültür: 1990'larda su taşmalarını
önlemek amacıyla Sakarya Nehri için bir drenaj hendeği
kazılmıştır.

[4]Kanal
Kanalı geçin ve güneydoğu yönünde ilerleyin.
Jeoloji: Kanala vardığınızda şimdiye
kadar ne kadar erozyon oluştuğunu anlayabilirsiniz. Kanalın
tabanı 2000 yıl öncesinin yüzey seviyesinden en az 2 metre
yukarıdadır.
Botanik: Yer yer ıslak olan kanalda sazlar ( Phragmites)
ve hasırotu (Typha) serpilmektedir.
Arkeoloji: Arkeologlar, derin kölüvyal tabakalara rağmen,
geniş Gordion antik yerleşmesine ait taş bloklar bulmuştur.
Yakın geçmiş: Uzakta, kuzeybatı yönünde,
bölgeye Kurtuluş Savaşı'nı takip eden nüfus mübadelesi
sırasında gelen Bulgar Türkleri'nin yaşadığı
Kıranharmanı Köyü'nü görmektesiniz.
Kültür: Devlet 1957 yılında Sakarya Nehri'nin
kollarından birini temizleyip tesviye etmiştir. Bu tarihten önce
ova her sene taşmakta ve civarda pirinç yetiştirilmekteymiş.
Ayrıca, dağlardaki kaynaklardan sular akmaktaymış. Şu
anda geçtiğiniz drenaj hendeği, hükümet tarafından,
90'lı yıllarda, kaynaklardan akan suları Sakarya Nehri'ne
yönlendirmek amacıyla açılmıştır.
[Turun ikinci resminde, solda alt köşede, tesviye edilen kanalı
ve "Eski" Sakarya Nehri'nin menderesini görebilirsiniz.]
[4.5] Güney Sırt'a uzanan Sakarya Ovası
Ovayı geçerken traktör yollarını takip etmek işinizi kolaylaştırır. Henüz kesilmemişlerse, yolunuz üzerinde birkaç ılgın ağacına rastlayacaksınız.

Jeoloji: Üzerinde yürüdüğünüz
kırmızı killi toprak, doğudaki tepelerden akan toprak
yüzünden ovanın ortasına doğru 4 metrelik bir
derinliğe sahiptir.
Botanik: Ovada yoğun bir otlanma söz konusudur.
Bundan dolayı, geldiğiniz mevsime bağlı olarak çok
çeşitli otlara ve bir yıllık veya çok yıllık
bitki türlerine rastlayabilirsiniz (örneğin:
Camphorosma monspeliaca).
Şansınız yaver giderse, özellikle Haziran veya Temmuz ayı
başında, Güney Sırt'a doğru yürürken, İrlanda
Çanı (Molucella laevis) olarak
adlandırılan çiçeklerin killi topraktan
fışkırdığını görürsünüz.
Arkeoloji: Batıda, Gordion'un yassı İçkale
tepesini yani Yassıhöyük'ü görebilirsiniz. Hemen
sağında yer alan tepe Kuştepe, solundaki ise Küçük
Höyük'tür. Bu tepelerin her ikisi de Orta Frig ve sonrası
dönemlerde Gordion'un savunma sisteminin birer parçası olmuştur.
Yakın Geçmiş: Sakarya Meydan Muharebesi 23
Ağustos-19 Eylül 1921 tarihleri arasında bu ovada gerçekleşmiştir.
Arkeologlar yassı höyük tepesinin üzerinde askeri savunmaya dair
izler ve savaştan kalan mermi kovanları bulmuştur.
Kültür: Günümüzde bölgenin en
önemli ihraç ürünleri soğan ve şekerpancarıdır.
Yine de, çevrede buğday, kabayonca, ayçiçeği ve
yalancısafran tarlaları da görebilirsiniz. Tarlalar nehrin en
az bir kilometre ötesine kadar uzanmaktadır. Yoğun sulama
yapılmakta olsa da kanalları göremezsiniz. Suyu taşınabilir
plastik bir boru ile nehirden 2 kilometrelik bir mesafeye taşımak
mümkündür. Su pompaları olmadan, Güney Sırt'ın
kenarındaki hafif eğimli arazide ancak kuru tarım yapılabilir.

Camphorosma monspeliaca

Molucella laevis

[5] Ova ve Güney Sırt'ın ekili yamacı arasındaki ılgın ağaçları
Soldaki ılgın ağacının hemen sağından geçin ve güneybatıya doğru ilerleyin. Sırta yaklaştıkça, yoldan ayrılıp tarla sınırlarını takip ederek devam edin.
Jeoloji: Nispeten yeni olan kırmızı kolüyval
topraklar üzerinde açık renkli kireçli bir yapıya
sahip bir sırt yükselmektedir. Sol taraftaki doğal olan sırt
çıkıntılarını tümülüslerle kolayca
karıştırabilirsiniz. Ancak, onlara yaklaştıkça
yuvarlak olmadıklarını ve birer doğal kaya
çıkıntıları olduğunu anlarsınız.
Botanik: Bu turda, eğer henüz kesilmemişlerse, iki
ılgın ağacının arasından geçeceksiniz.
Ilgın (Tamarix) ağaçları burada olduğu gibi sadece
sudan yoksun topraklarda yetişir ve sürüler tarafından
kemirilirler.
Arkeoloji: İleride solda sırt boyunca birkaç
tümülüs yer alır. Bu tümülüsler ne kadar
etkileyici olsalar da, çevredeki sulanan tarlalar tarafından
giderek tahrip edilmektedirler.
Yakın geçmiş: Tümülüslerden
birinin üzerinde telefon direği bulunmaktadır!
Kültür: Yerel adı “Deve Dengi” olan bu sırt,
aslında deve hörgücüne benzemektedir.
[6] "Deve Dengi," (Güney Sırt)
Öncelikle geriye dönüp ovaya doğru bir bakın:
Jeoloji: Tarlaları geride bıraktıkça, killi kırmızı topraklar yerini sırtın kireçli topraklarına bırakırlar. Kireçli topraklar bazaltik topraklar gibi suyu tutmazlar ve tarla yerine sürdürülebilir otlak alanı olarak kullanılırlar.
Botanik: Sulamayla ilişkili yabani otlar, sırtın üzerindeki otlak alanlarına yıllardır zarar vermektedir. Suyu seven tarla otları ve bozkır bitkilerinin bir arada yaşayıp/mücadele ettiği tampon bölgeyi inceleyebilirsiniz.
Arkeoloji: Batıda, Gordion'un yassı İçkale
tepesini yani Yassıhöyük'ü görebilirsiniz. Hemen
sağında yer alan tepe Kuştepe, solundaki ise Küçük
Höyük'tür. Bu tepelerin her ikisi de Orta Frig ve sonrası
dönemlerde Gordion'un savunma sisteminin birer parçası olmuştur.
Eğer dürbününüz ya da telefoto lensiniz varsa, resimde
kutu içinde verilen Gordion Sitadel Kapısı'nı görebilirsiniz.
Küçük Höyük'ün savunma duvarlarında,
saplanmış halde ok uçları bulunmuştur.
Yakın Geçmiş: Sakarya Meydan Muharebesi 23
Ağustos-19 Eylül 1921 tarihleri arasında bu ovada gerçekleşmiştir.
Arkeologlar yassı höyük tepesinin üzerinde askeri savunmaya
dair izler ve savaştan kalan mermi kovanları bulmuştur.
Kültür: Otlaklar köylerin ortak malı,
tarlalar ise bireylere aittir. Günümüzde, ucuz sulama suyunun
maddi olarak desteklenmesi ve hayvancılığın desteklenmemesi,
ekilebilir arazilerin otlak yerine tarla olarak kullanılmasını
daha cazip bir hale getirmektedir. Sonuç olarak, yerli bozkır
bitkilerinin yetiştiği otlak alanları, sürdürülemez
bir şekilde, tek ürün tarımı için kullanılmakta
ve bununla ilişkili nem seven yabani tarla otlarıyla dolmaktadır.
Bu durum, biyoçeşitliliğin ve gelecek kuşakların bir
kaybıdır.
Sırtı geçtikten sonra, kuzeydoğu yönünde
toprak yola rastlayana kadar ilerleyin. Buraya kadar gelmişken, isterseniz,
tümülüslere çıkıp bitkileri ve arazi
yapısını inceleyin. Aşağıda gördüğünüz
bitkiler Haziran ve Temmuz aylarında çiçek açar.
Jeoloji: Sırtın üzerinde gezinirken, parlak
beyaz kristalli taşlar yani jips/alçıtaşları
göreceksiniz. Alçıtaşı ve sumermeri aynı
kimyasal kompozisyona sahiptir. İkisi de kalsiyum sülfattan (CaSO4)
oluşur.
Botanik: Fazla
otlanılan bu alanda, birçok bitkinin dikenli olduğunu farkedeceksiniz.
Bu dikenler bitkileri sürülerden ve davarlardan korur. Diğer
bitkilerin yapraklarında ise otoburluğu engelleyen güçlü
fitokimyasallar üretilir. Bazı bitkiler sadece jipsli topraklarda
yetişir ya da onları daha iyi tolere eder. Eğer yılın
doğru zamanında buraya gelirseniz (Haziran-Temmuz) ve özellikle
bir önceki kış nemli geçmişse, çok güzel
bitkilerle karşılaşırsınız. Bu bitkilerin
bazıları sadece Anadolu'da yetişmektedir.
Arkeoloji: Güneye doğru yürürseniz
tümülüsleri daha yakından görebilirsiniz. Bu sırtta
kazılmış olan tümülüsler Orta Frig dönemine
aittir.
Yakın geçmiş: Sakarya Meydan Muharebesi bu
bölgede gerçekleşmiştir. Tepedeki telefon direği 20.
yüzyılda dikilmiştir.
Kültür: Şu anda "Deve Dengi"
denilen yerdesiniz. Burada otlayan sürüler, sırtın
yumuşak yüzeyinde birbirlerine paralel bir şekilde
dolaşırken dışkılarını bırakırlar.
Eğer turda koyunlara veya keçilere rastlamasanız bile, en
azından buraya daha önce geldiklerini böylece anlamış olursunuz.
Güney Sırt üzerinde yaşayan bazı bitkiler
Centaurea virgata
Stipa lessingiana
Onobrychis tournefortii
Hedysarum varium
Jurinea pontica
Koyun veya keçi dışkısı
[Başa dön]
[7] Drenaj Hendeğine giden yol
Toprak yola kadar kuzeydoğu yönünde ilerleyin. Hendeği
geçtikten sonra sola dönün.
Jeoloji: Kızlarkayası jeolojik açıdan
şu anda üzerinde durduğunuz Güney Sırt'a benzer.
Botanik: Ciddi miktarlarda otlanmaya maruz kaldığı
için, yavşan otu (Artemisia) ve kekik (vahşi kekik/
Thymus) gibi bitkiler, yerli İç Anadolu bozkır
çimeninin yerini almıştır.
Arkeoloji: Buradan kuzeye bakınca yakındaki
tümülüsleri ve Kızlarkayası kayalıklarının
doğusunda, yani sağında, ufuk çizgisinde yer alan
tümülüsleri görebilirsiniz.
Yakın geçmiş: Adını yassı
İçkale tepesinden alan Yassıhöyük Köyü,
ilk olarak 20. yüzyıl başlarında yerleşim
görmüştür. 1950'lerden itibaren Pensilvanya Üniversitesi
Müzesi tarafından yürütülen Gordion kazısı
ile tümülüs kazıları köy ekonomisine nakdi gelir
sağlamıştır.
Kültür: Modern dünyanın maddi
kalıntılarını günümüz peyzajında
görebilirsiniz: örneğin, su kulesi 1982 yılında
inşa edilmiş, sonra telefon direkleri dikilmiştir.
Kızlarkayası sırtına 1990'larda pompalama istasyonu
kurulana dek nehre iki kilometre mesafedeki tarlaların suyu pompaj
sulaması ile nehirden çekilmiştir. Tarlalara su nehir ve
yeraltı suyu kuruyana kadar pompalanmakta ve tarımsal sulamaya
herhangi bir sınırlandırma getirilmemektedir.
[8] 200 metre daha ilerleyin
Böylece [3] numaraya dönmüş olacaksınız.
Yaklaşık 500 metre ötenizdeki müzeye ve Tümülüs
MM'ye geldiğiniz yoldan dönebilmek için Tümülüs
MM doğrultusunda sağa dönün.
Arkeoloji: Yakıt olarak kullanılan tezekten geriye
kalan yanmış tohumlar bize antik çevre ve arazi
kullanımı konusunda bilgi verir. Taş döşenmiş
yola yaklaştıkça, Tümülüs P sağınızda,
Gordion müzesi solunuzda kalacaktır.
Yakın geçmiş: Koyun ve keçi
yetiştiriciliği giderek azalmakta, tarımsal sulama birçok
eşsiz endemik bozkır bitkisinin sıkıcı tarla otlarıyla
yarışmasını zorlaştırmaktadır.
Kültür: Yolda koyunlara ya da keçilere
rastlamasanız bile, en azından buradan daha önce geçmiş
olduklarını etrafa yayılan dışkı topaklarından
anlarsınız.
Eğer İçkale'den geliyorsanız, 3. ve 4. istasyonlara doğru dümdüz ilerlemeye devam edin ve tekrar hendeği geçmek yerine sağa dönün.
Kümülatif Mesafeler ve Derece Dakika Saniye cinsinden Enlem ve Boylam koordinatları
[1] Müze
39.6529°N, 31.9968°E
[2] Müzenin köşesi, 0.1 km
39.6524°N, 31.9978°E
[3] Drenaj hendeği, 0.6 km
39.6485°N, 31.9952°E
[4] Kanal boyu, 1.3 km
39.6512°N, 31.9884°E
[5] Ovayı geçince ılgın ağaçlarına doğru ilerlerken, 1.7 km
39.6476°N, 31.9897°E
[6] Sırta doğru tarla sınırlarını takip ederken, 2.0 km
39.6547°N, 31.9915°E
[7] Sırtı geçip toprak yola doğru ilerlerken, 2.5 km
39.6459°N, 31.9951°E
[8] Kanal boyu, 2.7 km
39.6471°N, 31.9975°E
Drenaj hendeğinden Tümülüs MM sapağına [3], 2.9 km
39.6485°N, 31.9952°E
Müzeye dönüş [1], 3.6 km
39.6529°N, 31.9968°E
İçkaleden [5]; müzeye dönüş, 1.1 + 1.7 = 2.8 km
39.6497°N, 31.9807°E
İçkaleden [5] numaraya; [5]ten [8]e; [8]den [3]e ve sonra [4]e;
Müzeye dönüş için köyün içinden
geçen sarı rota, 1.1 +1.2+0.7+1.4 = 4.4 km
39.6485°N, 31.9952°E
NOT: Bu yürüyüş turunu 2014 yaz aylarında
hazırladım. Bu çalışma yıllardır
yürütmekte olduğum yayın çalışmalarının
yanı sıra Ayşe Gürsan-Salzman, Ben Marsh, Mecit Vural ve
çok sayıda Gordion ekip üyesi ve araştırmacı
ile yaptığım görüş alışverişlerine
dayanmaktadır. Herhangi bir sorunuz ya da düzeltmek istediğiniz
bir şey olursa lütfen benimle nmiller0 @ sas.upenn.edu adresinden
iletişime geçin. Bu projenin sponsorluğunu
Pensilvanya Üniversitesi Müzesi yürütmektedir.
Yazıdaki fikirler yalnızca bana aittir. Bu sayfanın
Türkçe'ye çevirisi Yasemin Özarslan tarafından
yapılmıştır.
Naomi F. Miller, Temmuz, 2014
www.sas.upenn.edu/~nmiller0/Tour_SouthRidge.Turkish.html